8. Üniversite Kurultayı Nedir?

8. Üniversite Kurultayı, üniversitenin sorunlarını masaya yatırmak, sorunlara çözüm önerilerini getirmek, çözüm önerilerini tartışmaya açmak, bunun da ötesinde üniversitelerin topluma olan sorumluluğunu, toplumu uyarıcı görevlerini yerine getirmesini sağlamak için toplanan, ülkemizin aydınlık yüzleri olan öğretim üyelerinin topluma gereken mesajları vermesi için toplanan bir kurultaydır.

Ülkemizin son yıllarda içinde bulunduğu olumsuz koşullar herkesin malumu. Gerek iç barış ve huzur ortamı, gerek temel insan hak ve özgürlükleri, gerek ulusal değerlerimiz ve Cumhuriyet kazanımlarımız konusunda büyük sıkıntılar, büyük olumsuzluklar yaşamaktayız. Bu konuda üniversitelere büyük görevler düşmektedir. Bu yaşanan sıkıntılar konusunda üniversitenin suskun kalması, uyarıcı görevini yerine getirmemesi ya da bu görevini yapmaktan alıkonulmasına boyun eğmesi düşünülemez. Bu her şeyden önce üniversitelerin varlık nedeniyle bağdaşmaz ve temsil ettiği evrensel değerlere karşı da büyük bir ihanet olur.

Biz de bu gerçekler doğrultusunda bir araya gelerek bu sorunları dile getirdik ve topluma gereken mesajları vermeye çalıştık. Ben bu kurultay sonunda kurultayın amacına ulaştığını ve bundan sonra üniversitelerdeki suskunluğun, sindirilmişliğin kırılabileceği konusunda umutlandım. Yine bu konuda gerekli olan öğretim üyesi, öğrenciler, tüm üniversite bileşenleri olarak da gerekli olan birlik ve beraberlik, dayanışma ve örgütlenme ruhunun yakalanması konusunda bir ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Bu konuda da bir fikir birliği sağlanmış oldu.

8. Üniversite Kurultayı'nın kampüste gerçekleştirilememesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kurultayımızın adı "Üniversite Kurultayı". Üniversite Kurultayı'nın yeri de üniversitenin salonlarından biri olmalıydı. Bunun tartışılacak bir tarafı olmadığını düşünüyorum. Kaldı ki üniversite kurultayları, kurultayın düzenlendiği üniversiteler için bir prestijdir, bir fırsattır. Belirli aralıklarla değişik üniversite öğretim elemanı dernekleri tarafından düzenlenen üniversite kurultayları, üniversite sorunlarını değerlendirerek, sorunlara çözüm üretmeyi öngören bir amaca hizmet etmeye çalışıyor. Bu sene de bu onur, Ege Üniversitesi’ni temsilen Ege Öğretim Elemanları Derneği (EGÖDER) ne verilmişti. Böyle bir kurultayın üniversitede değil de, üniversite dışında planlanması eşyanın tabiatına aykırıdır diye düşünüyorum. Kaldı ki biz kurultayın daha önce üniversite içerisinde bir salonda yapılması için gereken izni ve onayı almıştık. Ancak üst yönetimden kurultayın düzenlenmesine 1 hafta kala gelen bir yazıyla dernek yönetimimize güvenlik gerekçesiyle bu kurultayın üniversite içerisinde herhangi bir salonda düzenlenemeyeceği bildirildi ve salon tahsisi iptal edildi. Aslında biz bu konu hakkında söyleyecek söz de bulamıyoruz. Anlayamıyoruz, anlamakta güçlük çekiyoruz. Üniversite yönetimlerinin elbette çok önemli sorumlukları var ve olmalı. Bilindiği gibi üniversitemizde yaşanan son olaylarda bir öğrencimiz hayatını kaybetti, çok sayıda öğrencimiz yaralandı. Ardından bu gerginlikler farklı üniversitelere de yansıdı. Biz bu üzücü tabloları bir yerlerden hatırlıyor olmakla beraber tekrar yaşamak istemiyoruz. Bu provokasyon senaryolarının farkında olunması ve şiddetin üniversitelere girmemesi konusunda duyarlı ve kararlı olmak gerekiyor. Ancak bu noktada kuşkusuz üniversite yönetimlerine çok büyük görevler düşmekte. Üniversitenin can damarı olan bilimsel, kültürel ve sosyal etkinlikleri iptal etmek ya da yasaklamak yerine, üniversite yönetimlerinin üniversite kampüslerine kesici-delici alet veya ateşli silah gibi şiddet unsuru taşıyan maddelerin sokulmaması konusunda gerekli önlemleri zamanında ve etkin olarak alması çok daha önemli ve gereklidir diye düşünüyoruz.

8. Üniversite Kurultayı'nda yer alan oturumlar nelerdir? Neden bu oturumlar seçildi?

Kurultayımız iki gün olarak programlandı. Her gün üç oturum olmak üzere altı oturumla kurultayımızı gerçekleştirdik. Birinci gün, "Laik Eğitim Ve Bilim" başlığı altında ilk oturumumuz olan "Rennan Pekünlü" oturumuyla başladı. Bilindiği gibi laiklik aklı ve bilimi esas alan üniversitedeki özgürlüklerin temeli olan evrensel ve hümanist bir kavramdır. O yüzden bu laik eğitim ve bilim oturumunu özellikle önemsedik. Bu oturuma adını verdiğimiz Rennan Pekünlü hocamızı ve verdiği aydınlanma mücadelesini gündeme getirmek istedik. Çünkü kendisi bilindiği gibi laik eğitimi savunduğu için ve laik eğitime inandığı için yasalar çerçevesinde uyarıcı görevini yerine getirmek istedi. Ancak verdiğği mücadele sonucunda yargılanarak hapis cezası aldı. Birinci günün ikinci başlığını "Üniversite Eğitiminde Nitelik ve Nicelik Sorunu" olarak belirledik. Kurultay Sonuç Bildirgesi'nde de dile getirdiğimiz gibi üniversitelerde nitelik her zaman nicelikten önce olmalıdır.

Birinci günün ikinci oturumu “Üniversite eğitiminde nitelik ve nicelik sorunu” başlığını taşıyordu. Üniversitelerde niteliğin her zaman niceliğin önünde olması gerektiği masaya yatırıldı. Üçüncü oturum başlığı "Piyasa, Sanayi ve Siyaset Ekseninde Bilim ve Eğitim"di. Üniversitelerle sanayi işbirliğinin topluma sunacağı bir fayda varsa, topluma getireceği bir refah varsa önemsenmesi ve uygulamaya sokulması tartışıldı. Ancak bu konuda piyasa ve sermayenin çıkarları değil, öncelikle toplumun ihtiyaçlarının ve çıkarlarının göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulandı.

İkinci güne, ilk olarak "Üniversitelerin Temel Sorunları ve Çözümleri" başlığıyla başladık. Bu oturumda üniversitelerin iç sorunları yanında üniversite bileşenleri olan öğretim elemanı ve öğrenci örgütlenmelerinin önemi vurgulanmaya çalışıldı. İkinci günün ikinci oturum başlığı "Üniversitenin Toplumsal Sorumlulukları" oldu. Üniversitelerin üzerindeki suskunluk ve sindirilmişlik yaftasından kendisini kurtarması gerektiği konusunda görüşler dile getirildi.

İkinci günün ve kurultayın son başlığı "Üniversitelerde Kültür, Sanat ve Spor" du. Üniversitelerdeki akademik süreç ve mesleki eğitim elbette ki üniversitelerin ana varlık sebebidir. Ancak üniversitelerde kültür, sanat ve spor olmadan üniversiteli olunamayacağı da açıktır. Çünkü çağdaş bireylerin topluma kazandırılmasında mesleki eğitim kadar kültür, sanat ve spor eğitimi de gereklidir ve ihmal edilmemesi gerekir.

8.Üniversite Kurultayı’nda konuşulan konuları aktarma ve anlatma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.