Çağdaş toplumların temelini oluşturan iki önemli noktayı vurgulamak isterim:

1) Çağdaş toplumlarda Anayasa’nın hükümleri, başta kamu görevlileri olmak üzere tüm kişi ve kuruluşları bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Ülkemizde de, yükseköğretimde türban yasağı getiren anayasal ve yasal kurallar ile yüksek mahkeme kararları halen yürürlükte iken, toplumda suni olarak yaratılan ikircikli durumlara ve kafa karışıklıklarına önlem olarak bu kuralları bir kez daha duyurmak ve uygulanmasını sağlamak tüm idari makamların temel görevidir. Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Rahmi Pınar da, üniversiter anlayışa yakışır bir şekilde, yani yasaları refere ederek ve hatırlatarak bu temel görevini yerine getirmiştir. Çağdaş toplumlarda ve gerçek üniversitelerde doğal olan bu süreçte bir bilim insanının sadece yasaların uygulanmasını istediği için “suçlu” konumuna sokulması ya da kendini savunmak durumunda bırakılması ülkemizde bugünlerde sık rastladığımız “çağdışı bir akıl tutulması” örneğidir.

2) Çağdaş toplumlarda vatandaşların eğitim dahil her türlü haklarını kullanmaları anayasal ilke ve kurallarla sınırlandırılmıştır. TC Anayasası’nda da bu sınırın başında, Anayasa’da tanımını bulan laiklik ilkesi gelmektedir. Laiklik ilkesi ise, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM kararlarında vurgulandığı gibi, siyasal İslam’ın simgesi olan türbana geçit vermemektedir. Dolayısıyla bizler, öğretim üyeleri olarak öğrencilerimizin de en başta “iyi vatandaş olma” görevini yerine getirmelerini ve varolan hukuk kuralları çerçevesinde eğitim haklarını kullanmalarını talep ediyoruz.

Kamuoyunun dikkatini bir kez daha olayın ardında yatan siyasi gerçeğe ve akademik dünyaya yapılan baskıya çekiyorum. Öğrenci, öğretim üyesi ve üniversite yöneticisi olarak hepimizin görevi, konuya sağduyuyla yaklaşarak üniversiteler üzerinde oynanan bu oyuna gelmemek ve koşullar ne olursa olsun, yaratılan fiili durumlara teslim olarak değil, hukukun üstünlüğüne bağlı olarak davranmaktır.

Prof. Dr. Ferhan G. Sağın

EGÖDER Başkanı

25 Eylül 2012- İzmir