Kamuoyunda “4+4+4” eğitim tasarısı olarak bilinen “İlköğretim ve Eğitim Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile siyasi iktidar “İlköğretim ve Eğitimde” yeni bir düzenleme yapmak istemekte ve bu yeni düzen ve değişiklikler de çeşitli kesimlerde ve çeşitli düzeylerde tartışılmaktadır.

Öncelikle, bu tartışma ortamına ait Ege Öğretim Elemanları Derneği (EGÖDER)’in tespitleri şunlardır:

Eğitim gibi temel bir ulusal sorunla ilgili olarak teklif edilen bu değişiklikler siyasi iktidar dışında toplumun büyük kesimi tarafından benimsenmemekte, ancak mevcut ortamda koşulları nedeniyle bu değişikliklerin çıkış noktası ve ardındaki örtülü nedenleri yeterince ve gereğince tartışılamamaktadır. Çünkü siyasi iktidar, tartışma olanağı veriliyor izlenimi yaratıp karşı görüş çevrelerini baskı altında tutmakta, karşı görüş yanlılarını azarlamakta ve korkutmaktadır. Böyle bir ortamda da sağlıklı bir tartışma yapılamaz ve de yapılamamaktadır.

Siyasi iktidarın bu olumsuz tavrına ve ortamın uygunsuzluğuna rağmen yapılabilen tartışmalar da ilkesel bir temelde değil ayrıntılara boğularak yapılmakta, böylelikle de bu değişikliklerin gerçek amacı ve özü gizlenmekte ya da görülememektedir.

Halbuki, demokrasi kültürü ve sosyal refah açısından gelişmiş çağdaş ülkeler eşit ve nitelikli bir temel eğitimi sosyal devletin en önemli unsuru sayarlar. Bunun içindir ki, eğitim gibi uzun soluklu politika ve yatırımlarla şekillenecek bir devlet hizmetinde toplumun tüm katmanlarının görüşlerini alarak ortak akılla çağdaş eğitim düzenlerini kurgularlar ve sürekliliği benimserler.

Toplumumuzun doktorlarını, mühendislerini, avukatlarını, öğretmenlerini vb. yetiştiren üniversite öğretim elemanlarının bir kuruluşu olan Ege Öğretim Elemanları Derneği (EGÖDER) böyle bir tartışmada kendisini birinci derecede sorumlu ve görevli saymaktadır. Yükseköğretim sisteminin bileşenleri olarak üniversite öncesi dönemdeki eğitimden beklentimiz, eleştirel ve analitik düşünceyi özümsemiş, araştırmayı sorgulamayı sürdüren, yaratıcılığı bastırılmamış, yenilikçiliği özendirilmiş, çağdaş ve humanistik değerlere sahip bir neslin yetiştirilmesidir.

Bu bağlamda EGÖDER’in, siyasi iktidarın “İlköğretim ve Eğitimde” yapmak istediği değişiklikler konusundaki görüşleri şöyledir:

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin eğitim ve öğretim ilkeleri yıllarca tartışılarak evrensel normlara ve bilimsel gerçekliklere uygun bir biçimde belirlenmiştir. Elbette yine evrensel normlara ve bilimsel gerçekliklere dayalı olmak koşulu ile bu ilkeler yeniden tartışılabilir ve değiştirilebilir.

Ancak,

  • Bu ilkeler içerisinde “dindar gençlik yetiştirme” ilkesi yoktur ve de asla olmamalıdır.
  • Bu ilkeler içerisinde “kindar gençlik yetiştirme” ilkesi yoktur ve asla olmamalıdır.
  • Bu ilkeler içerisinde karşı görüş ve uygulama sahiplerinden “intikam alma” ilkesi yoktur ve asla olmamalıdır.
  • Bu ilkeler içerisinde “toplumun dinselleştirilmesine hizmet” ilkesi diye bir ilke yoktur ve asla olmamalıdır.
  • Bu ilkeler içerisinde “eğitim ve öğretimi inançsal temeller ve veriler üzerine oturtmak” gibi bir ilke yoktur ve asla olmamalıdır.

EGÖDER, yapılmak istenen değişikliklerin evrensel ve bilimsel normlara uygun olmadığına inanmaktadır. En üst düzeydeki Hükümet çevrelerinin ve yetkililerinin açıklamaları da bu kuşkuları haklı gösterir niteliktedir.

Halbuki, Türkiye’nin de eğitimde önceliği, çağdaş eğitbilim kuramlarından kaynaklanan politikalarla şekillenen ve sürekliliği olan bir eğitim sistemini yaşama geçirmektir. Eğitimde temel hedefimiz, okul öncesi eğitimi toplumun her kesimine yaygınlaştırmak, 1973’de Temel Eğitim Yasası’yla kabul edilen ancak 1997’de uygulamaya geçebilen zorunlu sekiz yıllık temel eğitimin niteliğini arttırmak ve eşit-kaliteli ve ücretsiz eğitim olanağını toplumun tüm kesimlerine ulaştırmak olmalıdır. Eğitimdeki bu eksiklerimiz iyi bilinmesine rağmen, öne sürülen kanun teklifinde olduğu gibi okul öncesi eğitimin zorunluluktan çıkarılması, zorunlu öğretimin kesintili ve kademeli şekilde uygulanması, ikinci kademede çok erken yaşta meslek eğitimine başlanması, dolayısıyla meslek eğitiminin temel eğitime eklemlenmesi, özellikle kız çocuklarımızın ve engelli öğrencilerimizin eğitimini ve gelecekteki sosyal yaşamını etkileyecek şekilde ilk kademeden sonra okula devam zorunluluğunun kaldırılarak açık öğretimin yolunun açılması dile getirilen sayısız sakıncalardan sadece bir kısmıdır.

Geleceğin Türkiye’sinin uygarlık düzeninde nerede yer alacağını belirleyecek olan, çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz eğitimin çağdaş olup olmadığıdır. Yukarıdaki tespitler ve görüşler doğrultusunda EGÖDER’in talebi; teklifin gündemde tutularak ayrıntılarının tartışılması ve/veya ufak değişikliklerle yamanması değildir. Tam tersine talebimiz getirilen tasarının, eğitim sistemimize ve toplum gündemimize düştüğü gibi hızla geri çekilmesidir. EGÖDER’in önerisi ise, eğitim sistemimizdeki nicelik ve nitelik sorunlarını çözmeye yönelik olarak evrensel normlar ve bilimsel veriler temelinde katılımcı bir süreçle her yönü ile tartışıldıktan sonra, sadece ve sadece bilimsel dayanaklar üzerinde inşa edilecek bir eğitim reformunun hayata geçirilmesidir.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

EGÖDER adına Başkan Prof. Dr. Ferhan G. Sağın